Sanat Yönetimi Yüksek Lisans Programı / Art Management Master's Degree Program

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/81

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 42
  • ItemOpen Access
    Türkiye'de Çağdaş Sanat Fuarları Oluşumunda Sponsorlukların Yeri: Contemporary İstanbul Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) AYDIN, EMİNE KESKİN; Reyhan Uludağ Eraslan
    "Türkiye'de Çağdaş Sanat Fuarları Oluşumunda Sponsorlukların Yeri: Contemporary Istanbul Örneği" özelinde incelenmiştir. Tezin temel konuları arasında, sanat fuarları ve sanat sponsorluğu yer almaktadır. Dünya'da ve Türkiye'de çağdaş sanat fuarları oluşumu ve gelişimi üzerine odaklanmaktadır. Bu bağlamda, sanat sponsorluğunun, çağdaş sanat fuarlarının başarısı ve sürdürülebilirliğindeki rolü incelenmektedir. Ayrıca, Bienaller ve expolar gibi diğer sanat etkinlikleri de tezin inceleme konuları arasındadır. Özellikle Contemporary İstanbul fuarı örneği üzerinden, sponsorluğun sanat etkinlikleri için ne kadar önemli olduğu ve bu sponsorlukların nasıl etkili kullanılabileceği üzerine araştırmalar yapılmıştır. Bu bağlamda Contemporary İstanbul ana ve ortak sponsorları incelenmiş, röportajlar yapılmıştır. Sponsorluk hizmet faaliyet alanları gibi bazı konularda net bilgilere ulaşılamamıştır.
  • ItemOpen Access
    Hippi Karşı Kültür Hareketi'nin Müziğe Etkileri: Türkiye'deki Dönemsel Rock Müzikte Hippie Trail Yansımaları
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÇAKIR, ELİF ŞEYDA; Beste Gökçe Parsehyan
    Amerika Birleşik Devletleri'nin Vietnam Savaşı'na katılımını protesto etmek isteyen savaş karşıtı Amerikan gençliğinin göstermiş olduğu direniş Hippi Karşı Kültür Hareketi'nin temellerini atmış ve zamanla Avrupa'ya da sıçramıştır. Fransa'dan başlayarak tüm Avrupa'ya yayılan 68 Hareketi ile Hippi Hareketi anti-kapitalist değerler çerçevesinde buluşarak farklı bir dünya arayışına giren gençleri ortak bir eksende buluşturmuştur. Endüstrileşmiş batının maneviyat eksikliği hisseden gençleri ruhani tatmin bulabilmek için doğu mistisizmine yönelmişlerdir. Avrupa'nın çeşitli noktalarından Hindistan ve Nepal gibi doğunun gizemli gördükleri coğrafyalarına uzun süren kara yolculuklarına çıkmışlardır. Hippie Trail ismi verilen rotanın ana duraklarından biri İstanbul olmuştur. Sultanahmet'te konakladıkları 1960'ların ortalarından 1970'lerin sonlarına kadar olan dönemde Türkiye'deki gençlikle çeşitli paylaşımlar gerçekleştirmişlerdir. Protestolarında ve günlük hayatlarında rock müzik ekseninde yoğunlaşan hippilerin Türkiye'de yeni yükselmekte olan rock müziğe etkileri dönemsel literatürün incelenmesiyle ve dönem müziğine hâkim olan isimlerle yapılan bireysel görüşmelerle araştırılmıştır. Nitel araştırma yöntemi kullanılmış olan çalışmada, yarı yapılandırılmış bireysel görüşme tekniği uygulanmıştır. Türkiye'de yapılan rock müzikte ulusal ve geleneksel öğelerin evrensel unsurlardan üstün tutulması Türk gençleriyle yabancı hippiler arasındaki kültürel farkı ortaya koymuştur. Dönemin Türkiye'deki ana akım rock müzisyenlerinin müzikal ve söylemsel anlamda hippilerden etkilenmedikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Dönemin amatör rock müzisyenlerinin hippilerden etkilenmiş oldukları bulgusuna ulaşılmasına rağmen çalışmanın sınırlılıkları bu müzisyenlerin profesyonellik dönemlerini kapsamamakta, dönemin rock müziğine etkisi içerisinde değerlendirilememektedir. Yurtdışında çıkan albümlerin ülkeye girişinin çok geç olduğu bu dönemde hippilerin yanlarında getirmiş oldukları albümlerin rock müzik seven dinleyiciler açısından önemli bir kaynak olarak değerlendirildiği bulgusuna ulaşılmıştır. Dönemin ana akım rock müziği üzerinde hippi etkisinden bahsetmenin mümkün olmadığı, dinleyicilerin rock müziğe olan ilgilerini geliştirme açısından ise hippi etkisinden bahsetmenin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Ses Kayıt Cihazlarının İcadıyla Oluşan Müzik Endüstrisinde Kitlesel Müzik Tüketim Araçlarının Bireysele Dönüşümü
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) KAYA, DENİZ HAZAL; Reyhan Uludağ Eraslan
    Teknolojinin gelişmesiyle birlikte müzik kayıt altına alınmaya başlanmış, bununla birlikte kayıtlı müzik endüstrisi oluşmaya başlamıştır. İlk kayıt sürecinden bu yana teknolojideki hızlı ilerlemelerle birlikte müzik artık yeni bir sürece girmiştir. Önceleri mobil aygıtlar vasıtası ile ev ve sosyal ortamlara ulaşabilen müzik, teknolojinin hızlı ilerleyişi ile dijital ortamlara daha sonra ise her anımızda yanımızda taşıyabileceğimiz küçük cihazlara aktarılmıştır. Müzik endüstrisi dönemsel olarak yenilikler karşısında olumsuz zamanlar geçirmiş olsa da ortaya çıkan yasal müzik tüketim araçları ve platformlar sayesinde yeni düzene uyum sağlamayı sürdürmektedir. Gramofondan kasetlere, Cd'lerden streaming servislerine kadar gelişen süreçte hem müzik endüstrisinde yaşanan değişimler hem de tüketici dinleme alışkanlıklarının değişimi ve bireyselleşmesi sosyolojik ve teknolojik olarak incelenmiştir. Çalışma, müzik endüstrisini oluşturan parçalar üzerinden müzik tüketim araçlarının bireysele dönüşümü noktasında analiz ve araştırma yapılarak gerçekleştirilmiştir.
  • ItemOpen Access
    Türkiye'de Özel Sanat Galerileri ve Yönetim Teknikleri Evin Sanat Galerisi Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) BALCIOĞLU, ECE; Mehmet Üstünipek
    Sanat galerileri, sanatçıların yapıtlarını izleyici ve sanat koleksiyonerleriyle ile buluşturan mekânlardır. Özel sanat galerileri kâr amacı güden işletmelerdir. Sanat eserlerine değer biçilmesinde ve sanat piyasasının oluşumunda önemli rol sahibidir. Türkiye'de yirmi yılı aşkın süredir faaliyetlerini sürdüren sanat piyasasına yön veren özel sanat galerisi örnekleri barındıran bu çalışmada galerilerin yönetim biçimlerini ve ticari yanlarını incelemek hedeflenmiştir. Ticari sanat galerilerinin Türkiye sanat tarihinde gelişimi incelenmektedir. Sanat yapıtlarıyla alıcıları arasında köprü görevi üstlenen galerilerin çalışma modellerindeki benzerlikleri ve farklılıkları amaçlamaktadır. Sanat galerilerinin, yapıtları alıcılarına sunduklarında yöneldikleri pazarlama stratejileri incelenmeye çalışılmıştır. Türkiye'de uzun süredir faaliyet gösteren sanat galerilerinin sürdürebilirliklerini nasıl koruduklarının saptanması hedeflenmiştir. Günümüze gelinen noktada galeri yönetimindeki kişilerin ve yönetimsel tekniklerin durumu analiz edilmektedir. Sanat galerilerinin, sanatçı, sanat izleyicisi ve koleksiyoner ile olan ilişkilerinin yönetimi ve aynı zamanda da sanat tarihine olan katkıları ele alınmaktadır. Örnek olarak ise 1996 yılında İstanbul'da kurulan Evin Sanat Galerisi'nin hikayesi, açtığı sergiler, galeri politikası detaylı olarak kurumun arşivinden belgelerle birlikte tezde sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sanat galerileri, yöneticiler, özel sanat galerileri, sanat piyasası
  • ItemOpen Access
    Osmanlının XVIII. Yüzyılında Sanat Ortamı: Kitap Sanatları Bağlamında Bir Değerlendirme
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ÖZŞİRİN, NİHAL; Mehmet Üstünipek
    Osmanlı kültür sanat ortamının en önemli alanlarından biri elyazması kitaplardır. Kitaplar, hazırlık aşamasından iki kapak arasına alınıncaya kadar geçen sürede içerdiği bilginin yanı sıra sanatçıların eşsiz tasarımları ile birer sanat nesnesine dönüşmüşlerdir. Kitap sanatları olarak tanımlanan hat, tezhip, minyatür, ebru, kat'ı, ciltçilik o dönemdeki sanat dallarını temsil etmekteydi. Saray ve devlet adamlarının hâmiliği ile desteklenen kitap sanatçıları, Osmanlı kültür sanat ortamının en verimli dönemi olan, XVIII. yüzyılın ilk yarısına kadar mushaf ve diğer el yazması kitapların en güzel örneklerini vermişlerdir. Bir hattat eliyle yazılıp, müzehhibin fırçasıyla bezenerek mücellit tarafından ciltlenen kitaplar bazen bir siparişle, bazen bir müzayede de, bazen de bir sahaf dükkânında alıcılarıyla buluşmuşlardır. Tarihsel olarak yüksek fiyatlara alınıp satılarak bir sanat piyasası oluşturan el yazmaları daima lüksün ve prestijin göstergeleri olmuştur. Osmanlı sultanları ve aile üyeleri, özel koleksiyon oluşturmak isteyen yerli ve yabancı koleksiyonerler, uzak ülkelerden gelen seyyahlar, değerli el yazmalarına sahip olmak adına bu piyasada var olmuşlardır. Çalışmanın ana malzemesi XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumuna ait çeşitli arşiv evrakıdır. Özellikle terekelerden tarihsel fiyatlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu araştırma ile Osmanlı sanat piyasasına ve bu alanda var olan verilere dikkat çekilerek yapılacak yeni çalışmalara motivasyon olması amaçlanmıştır.
  • ItemOpen Access
    Disiplinler Arası Etkileşimler Kapsamında Azerbaycanlı Sanatçı Arif Aziz'in Resimleri
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) MIRALIYEVA, JAMILA; Reyhan Uludağ Eraslan
    Bu çalışmanın konusu, disiplinler arası etkileşimin resim sanatı ile olan ilişkisi ve Azerbaycan'ın kültür, sanat ve resim dünyasının bir parçası olan ressam Arif Aziz'in tasarımcı kişiliği, eğitim hayatı, resim sanatı, sergilerinden eserlerinin incelenmesidir. Tez çalışmasında, sanatsal ve tasarım faaliyetlerinin modern toplumda artan rolü, sosyal çevrenin oluşumuna, insan ve toplum arasında bir bağlantı sağlayan iletişimsel süreçlerine etkisi vurgulanmaktadır. Aynı zamanda, disiplinler arası etkileşimin grafik tasarımındaki anlamı ve tarihi, tasarım çalışmaları örnekleri, sanatçı Arif Azizin tasarım çalışmaları, sergilerinden örnekleri ele alınmıştır. Araştırmada, Azerbaycan'da tasarım ve uygulamalı grafik alanında öncü olan Arif Aziz'in en önemli eserleri araştırılarak bir araya getirilmiştir. Arif Aziz'in yaratıcılığını incelemek, en karakteristik eserlerinin analizini yapmak, disiplinler arası etkileşimde grafik tasarımın etkilerini ortaya koymak tez çalışmasının başlıca amaçlarından biridir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, günümüzün yaşayan sanatçılarından biri olan Arif Aziz'in grafik tasarım, sahne dekoru, moda tasarımı alanlarındaki deneyimleri, disiplenler arası etkişileşim anlamında sanatına önemli ölçüde yön vermiştir.
  • ItemOpen Access
    Kavramsal Sanat ve Enstalasyon: Sarkis Zabunyan Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GENÇER, DUYGU; Mehmet Üstünipek
    Bu çalışmanın konusu olan Sarkis Zabunyan kavramsal sanat çerçevesinde incelenmiştir. Duchamp, Beuys ve Sarkis üzerinden kavramsal sanat ve enstalasyon sanatı kısaca ortaya konmuştur. Enstalasyon ve kavramsal sanat akımları 20. yüzyılın toplumsal ve kültürel olaylarıyla birlikte ele alınıp sanat ve çevre arasında bağ kurulmuştur. Savaşlar ve modernizmle gelen yenilikler toplumda radikal değişimlere neden olmuştur. Duchamp ile başlayan hazır nesne ile malzeme anlayışında değişiklikler oluşmuş, sanatçılar eserlerinde anlatımı güçlendirecek ve besleyecek nesneler seçmeye başlamışlardır. Mekânın ve sergilemenin sanatta önemi artarken oluşturulan eserle mekânın birbirini tamamlaması için düzenlemelere gidilmiştir. Dünyanın her yerinde eşit zamanda ortaya çıkan kavramsal sanat örneklerine Türkiye'den de Sarkis Zabunyan'ı örnek gösterebiliriz. Sarkis, sanat anlayışında ve bahsettiği konularda sahip olduğu kültürü ve bulunduğu toprakları yansıtırken sanata kozmopolit bir noktadan da bakar. Bellek, hatıra ve geçmiş üzerine çalışan sanatçının siyasi işleri de bulunmaktadır. Kullandığı her nesnenin kendi kişisel tarihinde yeri olan sanatçı, birey üzerinden çevresini de işlemektedir.
  • PublicationOpen Access
    Sinema sanatında ikonik simgelerin göstergebilimsel çözümleme modeline örnek ve uygulama
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Sanat Yönetimi Ana Bilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2021) Yıldız, Gökhan; Işıklar, Gülnur
    Göstergebilim, dildışı gösterge dizgelerini (sinema, müzik, mimari vb.) göstergenin nasıl kullanıldığı, kullanılan göstergeler ve göstergeler arasındaki ilişkilerden yola çıkarak çözümlemeye çalışır ve bu doğrultuda da anlamın nasıl oluşturulduğuyla ilgilenir. Sinema, hem dil göstergelerini hem de dildışı göstergeleri kullanan bir sanat dalıdır. Bu bağlamda sinema göstergebilimi, filmleri bir inceleme alanı olarak ele almakta ve filmlerin içinde yer alan göstergelerden yola çıkarak, filmlerin alt anlamını oluşturan göstergelerin nasıl işlediğini çözümlemeye çalışmaktadır. Disiplinlerarası bir bilim olan göstergebilim, sinemada üstü örtülü anlamları, dolaylı ya da doğrudan gerçekleştirilen anlatımları inceler ve göstergelerin yönetmen ya da senaryo yazarı tarafından nasıl oluşturulduğu ve filmdeki metaforik, metonomik, düz ya da yan anlamları üzerinde durur. Çalışmamızın amacı, sinema sanatı bağlamında, filmlerde yer alan göstergelerin, özellikle görsel ya da ikonik göstergelerin simgesel ve imgesel bağlamda Roland Barthes'ın film çözümlemeleri için önerdiği göstergebilimsel yöntem doğrultusunda incelemesini yapmaya çalışmaktır. Bu doğrultuda, öncelikle dil ve anlatı konusuna değinilecek, ardından göstergebilim ve özellikle görsel göstergebilim alanına önemli katkılar sağlamış olan Roland Barthes'ın yönteminden yararlanılarak; sinema göstergebilimi konusunda araştırma yapılacak. Barthes'ın göstergebilim yöntemi ışığı altında Goya'nın Hayaletleri, Kara Ölüm, Notre Dame'ın Kamburu, Gülün Adı, Agora gibi sinema dünyasında ikonik göstergeler açısından zengin olarak anılan filmlerde kullanılan görsel göstergelerin çözümlemesi yapılarak, karşılaştırmalı bir sonuca varılmaya çalışılacaktır.
  • PublicationOpen Access
    Türkiye'de Kadın Heykeltıraşlar 1900-1950 / Woman Sculptors In Turkey 1900-1950
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Sanat Yönetimi Ana Bilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2020) Sokur, Büşra; Üstünipek, Mehmet
    Sanatsal yaratıcılığın doğasında kadın ya da erkek kimliğinin temel belirleyici unsur olmadığı ancak toplumsal cinsiyet rollerinin böyle bir ayrımı ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Kadının toplumsal kimliği, kadın sanatçı kimliğinin de ayrılmaz bir parçasıdır ve eril bir yapıya sahip sanat ortamı ve kurumları dahilinde var olma mücadelesini sorunsallaştırmaktadır. Bu çalışma kapsamında ele alınan coğrafya ve dönemin kültürel ve toplumsal kodları sanatın her alanında kadın sanatçı olmanın güçlüklerini belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Cumhuriyet'in ilanını izleyen süreçte kadınların toplumsal konumunda önemli değişimler olmuştur. Aynı süreçte heykel sanatında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle sanat eğitimi veren ilk yüksekokul olan Sanayi- i Nefise Mektebi Âlisi'nin kurulması (1883) ve bu okulda eğitim alan ilk heykeltıraşların üretim ve sergi katılımlarıyla etkinleşmeleri dikkat çekicidir. Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte değişen kültür politikaları, sanat ve sanat eğitimi alanındaki destekleri beraberinde getirmiş ve heykel sanatında da anıt heykel uygulamaları başta olmak üzere önemli gelişmeler yaşanmıştır. Kadınlar için sanat eğitimi alanında 1914 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulması en dikkat çekici gelişmedir. Burada öncelikle resim öğretmeni yetiştirmek üzere eğitim verilmekle birlikte İhsan Özsoy'un başında bulunduğu bir heykel atölyesi de bulunmaktadır. Okul, 1923 yılında SNMA ile birleşerek kadın ve erkekler birlikte eğitim almaya başlamış ve Cumhuriyet'in ilanından sonra Güzel Sanatlar Akademisi adını alan okulda daha iyi olanaklarda heykel eğitimi verilmeye başlanmıştır. 1933 Üniversite Reformu'yla birlikte GSA'nde de ülkeye davet edilen yabancı eğitmenler görev alırken heykel bölümünün başına getirilen Rudolf Belling heykel eğitiminde yenilikler yapmıştır. İSNM ile başlayarak okulun SNMA ile birleşip Güzel Sanatlar Akademisi kimliğini kazanması ve ardından Belling atölyesindeki eğitime uzanan süreçte Türkiye'de heykel sanatının öncü isimleri olan kadın sanatçılar yetişmiş, sergilere katılmış ve eserler üretmişlerdir. Birinci Dünya Savaşı başlangıcı olan 1914'ten 1950 yılına uzanan süreçte eğitim alarak etkin olmaya başlamış Mukbile Reşad, Rezan Ramiz Öker, Sabiha Bengütaş, Nermin Faruki, İraida Barry, Melek Ahmet, Edibe Subay, Zerrin Bölükbaşı, Mari Gerekmezyan, Türkan Tangör, Ayperi Balkan ve Mari Kaloyan Ertoran gibi öncü kadın heykeltıraşların kimi yaşamları boyunca etkinliklerini sürdürmüş olsa da pekçoğu heykel alanındaki üretimlerini 1950 sonrasında bırakmış ya da başka alanlara ağırlık vermiştir.
  • PublicationOpen Access
    Türk tiyatro tarihindeki yeri ve önemi açısından Ses Tiyatrosu'nun incelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Sanat Yönetimi Ana Bilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2020) Aydın, Miray; Parsehyan, Beste Gökçe
    Ses Tiyatrosu, Türkiye'de 1885 yılında sahne sanatlarının şekillenmeye başladığı bir dönem içerisinde kurulmuştur. Piyasa şartlarının henüz belirlenmediği ve gelişim göstermediği bu ortamda tiyatro topluluklarının izleyiciyle buluşmasına imkan sağlamıştır. Ses Tiyatrosu, sanatsal niteliğin değişim ve dönüşüm süreçlerini de deneyimlemiştir. Bu sebeple kurulduğu ilk tarihlerde bünyesinde sahnelenen, deneyimlenen içeriklerle amatör düzeyde yönetildiği görülmektedir. 1970 sonrası tiyatro kurumlarının artış göstermesiyle beraber kıymetli toplulukların Ses Tiyatrosu bünyesinde eserlerini sahnelemesi yönetim açısından bir takım kolaylıklar sağlamıştır. Yine de bu kolaylıklar kalıcı çözümleri doğurmamıştır. Ödenekli tiyatroların kurulduğu ardından özel tiyatroların çoğaldığı bu dönem içerisinde Türk tiyatrosunun yönetiminde belli eşitsizlikler baş göstermiştir. Türk tiyatrosu bünyesinde gelişen tüm kurumlara bakıldığında sanat yönetimi sürecinin öncelikli olarak siyasal ve ekonomik boyutuyla yürütüldüğü görülmüştür. Bu durum tiyatrolardaki repertuarların sanatsal niteliğinin zedelenmesine yol açmıştır. Ses Tiyatrosunun da ülke gündemi gereği bahsedilen örneklere maruz kaldığı görülmüştür. Türkiye gündeminin sosyo-kültürel dönüşümüyle sanatsal içeriklerin yön değiştirmesi, Ses Tiyatrosu'ndaki yönetim yapılanmasını da etkilemiştir. 1989 yılından itibaren günümüze değin Ferhan Şensoy yönetimindeki Ortaoyuncular, 31 yıllık sürecin niteliksel örneğini oluşturmaktadır. Modern Türk tiyatrosuyla unutulmaya yüz tutmuş geleneksel tiyatro anlayışı günümüzde alternatif bir seçenek olarak gözükmektedir. Günümüzdeki tiyatro kurumları ise geleneksel formu es geçmektedir. Ferhan Şensoy'un geleneksel formu günümüz tiyatro anlayışıyla yeniden yorumlaması, başarısının esas kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye'deki tiyatro kurumlarının sanat üretimlerinin öncelikli olarak entelektüel açılımı kurgulayabilmeleri, tiyatro topluluklarının belirledikleri misyon doğrultusunda söylemlerini aktarabilmeleri gerekmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Oyun kurma sürecinde yaratıcı drama ve doğaçlamadan yararlanarak oyun çıkarma
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Sanat Yönetimi Ana Bilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2020) Özata, Hülya; Kılıç, Çiğdem
    Doğaçlama ve yaratıcı drama bireyin kendini ifade etmesinde, farkındalığının artmasında büyük rol oynamaktadır. Tiyatro tarihi ise bir anlamda doğaçlamayla başlamaktadır. İlkel insandan günümüze gelen doğaçlama çalışmaları tiyatronun vazgeçilmez unsurudur. Zaman içerisinde kendini geliştiren doğaçlama türlere ayrılmıştır. Oyun çıkarma aşamasında bu doğaçlama türlerinden faydalanılmaktır. Yaratıcı drama ise bireyin kendini geliştirmesi yaratıcılığını kullanarak belli konularda hakimiyet kazanmasını sağlamaktadır. Yaratıcı dramanın bireyin topluluk önünde rahat etmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Tiyatro da ise yaratıcı dramadan oyun çıkarma aşamasında faydalanılabilmektedir. Tiyatro da kullanmanın amacı oyuncuyu ve yönetmeni rahatlatarak sahneye hazırlanmasını sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı tiyatro tarihinin başlangıcından itibaren günümüze kadar geldiği süreci araştırarak doğaçlama ve yaratıcı drama çalışmalarının oyun çıkarma sürecine nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktır.
  • PublicationOpen Access
    Türkiye'de plastik sanatlar alanında sansür ve liberal sansür kavramına marksist eleştiri bağlamında dört örnek olay incelemesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2019) Yılmaz, Merve; Parseyhan, Beste Gökçe
    1980 sonrası Türkiye'de gerçekleşen siyasal değişimler, toplumsal ve ekonomik değişimleri doğurmuştur. Toplumsal ve ekonomik değişimler de farklı zümreleri meydana getirmiştir. 2000 sonrası yılları değerlendirebilmek için ülke adına her anlamda dönüm noktası kabul edilmiş 1980'den ve sonraki süreçten bahsetmek gerekli olmuştur. Giderek daha sağ merkezli yönetim benimseyen ülkenin gündemini yasaklar ve sansürler bir hayli meşgul etmiştir. Her yönetim kendi ideolojisine yönelik baskı ve sansür ortamı yaratmıştır. Sanat ortamı da bu sansürler ve baskılar zincirinden pay almıştır. Plastik sanatlarda sansür, oto-sansür sorunlarını konu alan tezde, sansüre nelerin sebep olduğu araştırılmış ve sansüre sebep olan farklı aktörlerin varlığı tespit edilmiştir. Sansür, en bilinen anlamıyla genel ahlaka uygun olmadığı gerekçesi gösterilerek devlet tarafından uygulanan baskı çeşididir. Bu genel anlamı genişletilen sansür, yalnız devlet elinden değil farklı mecralarla da gerçekleşmiştir. Araştırma için önce literatür taraması yapılarak sansür tanımlarına yer verilmiş ve kavramlar açıklanmıştır. Akabinde dört örnek olay seçilmiş ve araştırma metodu olarak birebir görüşme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya konu olan dört örnek olay, liberal sansür kavramına Marksist eleştiri olarak ortaya çıkan devletin baskı aygıtları ve devletin ideolojik aygıtları doğrultusunda incelenmiştir. Sansür ve oto-sansürün nasıl işleyiş gösterdiği bu bağlamda değerlendirilmiştir. Sonucunda ise sansüre birçok etkenin sebep olduğu görülmüş ve tek tip bir tanımdan yola çıkarak değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı gözlemlenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Müzelerde çocuklara yönelik etkinlikleri
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2017) Hassan, Seda; Üstünipek, Mehmet; 110512
    Sanat, tarihsel zaman içinde toplumun coğrafi, kültürel ve sosyal yapılarına göre değişmektedir. Sanat hayatın içinden, insan zekâsı ile öğretimi çocukların ve gençlerin dünyadaki kültürel gelişmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar bir bireydir. Her çocuğun gelişim hızı, yaş gruplarına göre farklılık göstermektedir. Çocukların eğitim ve öğretim hayatlarında aynı yaş aralıklarında benzer evreler gözlemlenmiştir. Büyüme ve öğrenme yaşındaki çocukların çeşitli kavramları aynı ortamda birebir görerek ve düşündüklerini daha yaratıcı olarak geliştirir. Duygu ve düşüncelerini ifade etmede ve yorumlama güçlerini geliştirmede daha başarılı oldukları bilinmektedir. Müzeler, yaşayan tarih ve kültür kurumları olarak çocukların temel sosyal ihtiyaçlarını karşılama bakımından önemli yerlerdir. Sanat eğitiminin uygulamalı ve teorik olarak aynı zamanda yürütülmesi ile çocukların görsel düşünceleri ve var olan yaratıcılıkları ile nasıl ve hangi düzeyde bir etki olduğunu gözlemleyebilmek için etkinlikler gerçekleştirilmiştir.
  • Publication
    Yedi sanat dalında sanat yönetimi (Edebiyat, resim, heykel, mimari, müzik, tiyatro, sinema)
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2008) Kılıçaslan, Bülent; Güz, Nüket
  • PublicationOpen Access
    İstanbul Sağlık Müzesi'nin sanat yönetimi açısından incelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2012) Kaynak, Aysun; Erbay, Fethiye
    19. yüzyılın başlarında kurulan Sıhhi Müze /Sağlık Müzesi, halkın hijyen hakkında bilgilendirilmesi, bulaşıcı hastalıklara karşı korunması ve sağlık bilincinin geliştirilmesi amacıyla İstanbul'da kurulmuştur. Sağlık Müzesi, yaygın eğitim anlayışını merkezine alarak müze atölyelerinde bilgilendirme amaçlı üretilen resim, mulaj ve çeşitli canlandırmalar ile sergilemeler gerçekleştirmiştir. 1988-89 yıllarında gördüğü tadilat sonrasında kapatılmıştır. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü 2007 yılından itibaren yeniden kurulması için çalışma başlatmıştır. İstanbul Sağlık Müzesi'nin sanat yönetimi açısından incelendiği bu çalışmada sağlık ve sanat kavramları, bilim müzeleri içerisinde sağlık müzelerinin tarihsel gelişim süreci, sağlık ve sanat ilişkisi ele alınmıştır. Avrupa'daki halk sağlığı ve tıp tarihi müze örneklerinin başında gelen Alman Hijyen Müzesi Dresden ve Alman Tıp Tarihi Müzesi Ingolstadt örnekleri incelenmiştir. Sağlık Müzesi'nin tarihi, koleksiyonu ve sergileme yaklaşımı araştırılmıştır. Kuruluş çalışmaları devam eden İstanbul Sağlık Müzesi'nin konsept tanım çalışmalarına, küratörlük yaklaşımlarına, eğitim program ve etkinliklerine çok disiplinli sanat yönetimi yaklaşımıyla öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Sağlık, Sanat, Müze, Sağlık Müzesi, Müze Eğitimi, Konsept, Küratörlük
  • PublicationOpen Access
    1980'li yıllarda İstanbul'da sanat galericiliği ve çağdaş Türk sanatına etkileri
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2016) Saçli, Erhan; Üstünipek, Mehmet
    Bu çalışmanın konusu 1980'li yıllarda İstanbul'da yer alan sanat galericiliği ve Çağdaş Türk Sanatına etkileridir. Araştırmanın hedefi önde gelen galerilerden Galeri Baraz, Galeri Lebriz, Galeri Nev, Maçka Sanat Galerisi, Mine Sanat Galerisi, Tem Sanat Galerisi, Teşvikye Sanat Galerisi ve Tiglat Sanat Galerisi'nin detaylı sergi listesini oluşturup, onlar üzerinden değerlendirme yapmaktır. Araştırma yapılırken Cumhuriyet Gazetesi'nin haftalık sanat çizelgelerinden ve Sanat Çevresi dergisinin her ay yayınlanan sergi takvimleri incelenmiştir. Bunlar dışında Hürriyet Gösteri, Milliyet Sanat, Sanat Olayı dergilerinden bu sergiler taranıp kontroller yapılmıştır. Ardından bu takvimlerden galerilerin geçmiş sergi listeleri oluşturulmuştur. Bu sergi listelerinde, serginin adı, açılış ve kapanış tarihi, serginin kişisel/karma oluşu, sergi türü ve sanatçı bilgisi yer almaktadır. Kişisel sergilerde sanatçının doğum ve ölüm tarihleri de eklenmiştir. Sonra bu bilgiler değerlendirilip, dönemsel açıdan galerilerin analizleri oluşturulmuştur.Yapılan bu araştırmaların sonucunda İstanbul'da 1980 ile 1990 yılları arasındaki sanat galericiliği anlayışı ve Çağdaş Türk Sanatına etkisinin olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Türkiye'de 2000 yılından sonra kurulan özel sanat müzelerinin sanat ve sosyal ortama etkisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2011-10) Turan, Ebru; Erbay, Fethiye
    Bu çalışmada, müzelerin sanat eserlerini muhafaza edip sergileyen birer yapı olmanın çok ötesinde, kültür, çevresel tasarım ve turizm alanlarına yaptığı katkılarla kimlik bilincimizin oluşumunda oynadığı roller özel sanat müzeleri bağlamında incelenerek ortaya konulmaya çalışılmış ve müzeciliğin benimsenmesi, eski eserlere ve güncel sanata değer verilmesi konuları üzerinde durulmuştur.Tez iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde tanımlamalar yapıldıktan sonra Türkiye'de müzeciliğin tarihsel gelişimi ele alınarak 1980 yılından sonra kurulan özel müzeler işlenmiştir.İkinci bölüm ise çalışmanın esasını teşkil eden, 2000 yılından sonra kurulan Sabancı Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Doğançay Müzesi ve Rezan Has Müzesi'nin İstanbul'da yarattığı sanatsal ve sosyal etkinin rolü ve önemi üzerinde durulmuştur. İkinci bölümün son kısmı röportajlara ayrılmıştır. Röportaj soruları, 2000 yılından sonra İstanbul'da kurulan özel sanat müzelerinin sanat ve sosyal ortama etkisini daha objektif bir şekilde ortaya koyabilmek için sanatçıların, müze yetkililerinin ve müze ziyaretçilerinin uzmanlık alanları dikkate alınarak oluşturulmuştur.Bu tez çalışması ile özel sanat müzelerinin, unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerlerin ortaya çıkarılması, sanat eğitiminin her kitleye ulaşıp yaygınlaştırılması, yabancı sanatseverleri ülkemize çekerek sanatsal turizmin canlandırılması ve eski yapıların onarılmasıyla çevresel tasarıma katkılar sağlanması ile İstanbul'da sanatsal ve sosyal ortamda yarattığı etkiler değerlendirilmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Türk edebiyatının kurumsallaşması, diğer sanatlarla etkileşimi ve yönetimi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2011-11) Elal, Bahadır; Erbay, Fethiye
    Bu çalışmada edebiyat sanatının diğer sanatlarla etkileşimi ve yönetimi incelenmektedir. Çalışmada konu Türk Edebiyatı çerçevesinde ele alınmıştır. Birinci bölümde sanat, yönetim, sanat yönetimi, edebiyat gibi temel kavramlar tanımlandıktan sonra sanat türlerinin oluşumu sanat türleri ve edebiyatın bunlar arasındaki yeri belirlenmektedir. Edebiyat sanatının türleri, bunların kendine has özelliklerinin incelenmesinin ardından Türk Edebiyatının başlangıcından günümüze geçirdiği evreler araştırılmıştır. Bu bölümün sonundaysa edebiyatın diğer sanatlarla etkileşiminin hangi yönlerden olduğu, nerede başlayıp, nerede bittiği bir fikir oluşturacak ölçüde örneklendirilerek incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde edebiyat kurumlarının ekonomik yönü, yayıncılık alanında yapılanlar, çeşitli kurumlar ve birbiriyle ilişkileri ile bunlara örnek teşkil etmesi nedeniyle 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yapılanlarla çeşitli çalışmalar örnek olarak incelenmektedir. Çalışmanın sonunda bir edebiyat yöneticisi ile tezin ana başlıklarını ve edebiyat alanındaki yönetim faaliyetleri hakkında tarafımızca gerçekleştirilen bir röportaj eklenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    2000 sonrası İstanbul'da sanat piyasasını yönlendiren etmenler
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2013-01) Sağbaş, Şöhret; Üstünipek, Mehmet
    Bu tezde, İstanbul'daki plastik sanatlar piyasasının 2000 sonrasındaki durumu ele alınmıştır. Plastik Sanatların, günümüz koşullarında bir piyasa halini alması, küresel sanata adaptasyonu ile birlikte piyasa aktörlerinin revizyonları üzerinde durulmuştur. Güncel sanatın, İstanbul sanat piyasalarını ne ölçüde ve nasıl etkilediği, bu etki sonucunda İstanbul sanat piyasasına yön veren müzayede evleri, sanat galerileri, sanat fuarları, bienaller, müzeler, koleksiyonerler, küratörler, sanatçılar, sanat kurum/dernek/birlikleri vb aktörlerin durumları analiz edilmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Toplum - sanat ilişkisi kapsamında İstanbul'daki müzik etkinlikleri (2000-2015)
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2017-06) Tuncal, Selen; Üstünipek, Mehmet
    İnsanla birlikte var olan sanat, tarih boyunca insanın parçası olduğu toplumların gidişatına göre gelişim göstermiştir. Gelişen tüm olayları yansıtırken, eleştirel yönüyle de toplumun bir başkaldırısı halini almıştır. Bu nedenle de her dönemde tarihsel belge niteliği taşımıştır. Bu çalışmada İstanbul'daki müzik etkinlikleri üzerinden, sanatın gelişimi, sanat ve toplum ilişkisi konuları incelenmiştir. Sanat ve kültür kavramlarının tanımları yapılmıştır. Bu kavramların zaman içerisinde toplumsal yapıdaki değişikliklerle birlikte geçirdiği dönüşüme ve toplumsal hareketlerin sanat üzerindeki etkisine değinilmiştir. 2000 yılının öncesi ve sonrası olarak iki ayrı bölümle İstanbul'da sanat ortamının gelişmesi incelenmiştir. 1980'lerdeki kentsel dönüşüm şehri çehresini ve toplumsal yapıyı tamamen etkilerken, 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin İstanbul olması, proje kapsamında sanata erişim sağlayamayan kesimlerin de sanatın içerisine dahil edilmesi projesi değerlendirilmiştir. Son bölümde ise İstanbul'daki dört sanat kurumu (Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi, Kadıköy Belediyesi ve Süreyya Operası, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Zorlu Performans Sanatları Merkezi) tanıtılmış ve kurumların sanat yöneticileriyle yapılan görüşmeler doğrultusunda İstanbul içinde düzenlenen klasik müzik etkinlikleri ve bu etkinliklere katılım konuları değerlendirilmiştir.