Yapım Yönetimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı / Construction Management & Technology Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/9015
Browse
Browsing Yapım Yönetimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı / Construction Management & Technology Master's Degree Program by Issue Date
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Open Access Metaverse'ün Yapım Sektöründeki Etkilerinin İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) AKTURAN, KAZİME ELİF; Esin Kasapoğluİnsanoğlunun kabuğundan çıkması ilk olarak aya ayak basması ile başlamıştır. Farklı dünyalar keşfetme merakı ve isteği hep devam etmiş olup akabinde insanlarda Marsa yolculuk hayali ortaya çıkmıştır. Bundan sonra da farklı evren arayışı hep sürmüş olup son olarak da insanları evinden farklı evrenlere götüren "Metaverse" kavramı gündeme gelmiştir. İçerisinde birçok evren olan bu oyun platformu yapım sektörü ve mimarlık dahil birçok sektörün ilgisini çekmeyi başarmıştır. Yapım sektöründe en çok karşılaşılan sorunlar zaman ve maliyet kayıplarıdır. Sektörde bu yöndeki sorunların ele alınmasına ve yeni teknolojik gelişmeler ışığında çözüme kavuşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu çalışma ile internette yaşanan yeni gelişmeler sonucu ortaya çıkan Metaverse ve teknolojileri tanıtılmıştır. Yapım sektörü ile mimarlık alanlarında kullanım alanları belirlenerek bu teknolojide bugün nerede olduğumuz ve yarın nerede olacağımız tartışılmıştır. Metaverse'ün yapım sektöründeki etkilerinin değerlendirilmesi için yedi katılımcı ile on bir soruluk açık uçlu bir form düzenlenmiştir. Yapılan röportajlar ile açık uçlu sorulardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi nitel veri çözümlemesi ile yapılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile derinlemesine incelenmiştir. Ortaya çıkan bulgular Metaverse, yapım sektörü ve mimarlık özelinde SWOT analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda yapım sektöründe Metaverse'ün gerçek dünyanın test mekanı olarak kullanılacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun gerçekleşmesinde etkileyici mekan tasarımı, dijital ikiz, üç boyutlu sanal çalışma alanı ve kullanıcı faktörleri etkili olacaktır. Metaverse teknolojileri kapsamında sektörde inovatif uygulamaların kullanımı ile de zaman, maliyet ve iş gücü değişkenlerinde kazanım sağlanacaktır. Fakat günümüzde Metaverse teknolojilerine erişim ve kullanım için gereken altyapı teknolojilerine erişim bulunmadığı için gerçek bir Metaverse deneyimi yaşamadığımız sonucu çıkmaktadır. Tüm duyularımız ile tamamen etkileşim sağlamıyor olması da kullanım açısından sanal gerçeklikten öteye geçmediğini göstermektedir. Gerçek Metaverse deneyimi yaşamamıza kadar geçecek bu süreç ise altyapı teknolojilerinin hazırlanmasına olanak sağlayacak yatırımların yapılacağı bir 'geleceğe hazırlık' dönemi olarak yer alacaktır.Item Open Access Rejeneratif Tasarım Yaklaşımı Açısından LBC 4.0 ve LEED V4.1 Sistemlerinin Karşılaştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ACAR, MERVE; Gamze AlptekinSanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan çevre sorunları karşısında yapı sektörünün sürdürülebilirlik için önemli bir potansiyele sahip olduğu ve yeşil binaların çevreye daha az zarar veren yapılar olduğu görülmüştür. Ancak, çevresel sürdürülebilirlik için sadece zararın azaltılmasından öte, çevrenin iyileştirilmesine odaklanan yaklaşımlar gerekmektedir. Bu bağlamda, mevcut yeşil bina yaklaşımlarının çevrenin iyileştirilmesi konusunda yetersiz kaldığı, çevre için değer üreten ve doğayla birlikte çalışan sistemlere yönelik çözümlerin gerekliliği vurgulanmaktadır. Çalışmanın amacı, dünyada en çok tercih edilen yeşil bina sertifika sistemlerinden biri olan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design-Enerji ve Çevre Tasarımında Liderlik) sertifika sistemi ile daha katı kurallara sahip ve çevresel sürdürülebilirliği en gelişmiş şekilde tanımlayan LBC(Living Building Challenge- Yaşayan Bina Mücadelesi) sertifika sistemi arasındaki farkları ortaya koyarak LBC'nin koymuş olduğu somut zorunluluklar ve rejeneratif tasarımın önemi üzerinden, sürdürülebilir yapılar için daha fazla önlem almanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede ilk bölümde çalışmanın arka planı, problemin tanımlanması, konuyla ilgili mevcut çalışmalara değinilmiş, çalışmanın kapsam ve sınırları tanımlanmıştır. İkinci bölümde rejeneratif tasarım yaklaşımı, temel özelliklerine bağlı olarak incelenmiş, rejeneratif tasarım destek araçları REGEN, LENSES ve sertifika sistemi olan LBC ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde yeşil bina kavramına değinilerek, dünyada geliştirilmiş bazı yeşil bina sertifika sistemleri kısaca açıklandıktan sonra en yaygın kullanılan sertifika sistemi olan LEED özel olarak ele alınmış, LEED'in gelişim süreci ve LEED Pozitif Tasarım Vizyonu ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde LBC 4.0 ve LEED v4.1 sertifika sistemleri incelenerek, LBC 4.0 sertifika sisteminin zorunlulukları ve LEED v4.1 sertifika sisteminin altındaki kredi ve gereklilikleri ele alınmıştır. Çalışmanın bir sonraki bölümünde iki sistemin benzerlik gösterdiği tüm alt kategorilerin eşleştirmeleri sağlanmıştır. Çalışmanın devamında LBC ve LEED sertifika sistemlerine uygun geliştirilen birer proje örnek olarak seçilmiş, bu iki proje benzerlik gösteren kategoriler üzerinden, uyguladıkları stratejiler bağlamında karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmada rejeneratif tasarımın LEED v4.1 ile ne kadar uygulanabilir olduğu sorgulanmaktadır. Ayrıca, LEED ve LBC'nin benzerlikleri ve farkları analiz edilerek, sürdürülebilir yapılar konusunda daha ileri adımların atılması için bir anlayış oluşturmak hedeflenmektedir. Bunlarla birlikte çalışma 'LEED'in en güncel versiyonu (LEED v4.1) rejeneratif tasarıma ne kadar benzer?', 'LEED'in, LBC'ye göre ele almadığı konular nelerdir?' ve 'Rejeneratif tasarım anlayışı LEED'de uygulanabilir mi?' sorularının yanıtlarını aramaktadır.Item Open Access Yapılarda Kullanım Süreci Değişiklikleri ve Deprem Dayanımına Etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ERTUĞ, CANSU; Esra BostancıoğluÜlkemiz dünyadaki en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer almaktadır. Bu sebeple yıkıcı depremler görmüştür ve bu depremler sonucu, ağır yıkımlar yaşamıştır. Depremler sonucu yapıların yıkılması veya ağır hasar almasının sebeplerinden biri de yapılara kullanım sürecinde yapılan müdahalelerdir. Yapılarda yapılan değişiklikler bir izne tabi olmadığında ya da uzman denetiminde yapılmadığında takdirde müdahalelerin sonuçlarını öngörmek her zaman mümkün değildir. Özellikle 2023 yılı şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş-Hatay depreminin sebep olduğu ağır hasar ve kayıplar göz önünde bulundurulduğunda, yapı müdahalelerinin irdelenmesi ülkemiz için büyük bir önem teşkil etmektedir. Bu çalışma ile yapılarda kullanım sürecinde en çok karşılaşılan müdahale çeşitlerini tespit ederek, bu müdahalelerin deprem dayanımı üzerindeki etkilerini değerlendirmek hedeflenmiştir. Kullanım sürecindeki müdahalelerin saptanması için 4 farklı grup ile görüşme ve anketler yapılmıştır. Tasarımcı mimarlar ve Belediye Yapı Kontrol Grubu üyeleri ile karşılıklı görüşme, emlakçılar ve kullanıcılar ile anket yapılarak, 4 farklı grubun tecrübe ve izlenimleri doğrultusunda yapılarda kullanım sürecindeki müdahalelerinin sıklıkları belirlenmiştir. Yapılan görüşme ve anketler sonucunda, müdahale türlerinden en yaygın olarak görüleni dolgu duvarlarına yapılan müdahaleler olarak tespit edilmiştir. Yapılan tespitlerden elde edilen sonuçlar, sorunun geniş kapsamlı bir sorun olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla çözüm önerilerinin de aynı şekilde, Devlet-Üniversite-Özel sektör iş birlikleri, yönetmeliklere koyulacak ek maddeler ve güncellemeler gibi geniş ölçekte değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bununla birlikte toplumun kullanıcı müdahalelerini deprem bilincini kavramış bir şekilde gerçekleştirmesi için yapılacak teşviklerin gerekliliği de ortaya konmuştur.Item Open Access Bina Taşıyıcı Sistemlerinin AHP-PROMETHEE Yöntemi İle Seçilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) DEMİREL, SERENAY; Esin Kasapoğluİnsanoğlu var olduğu süreç boyunca barınma ihtiyacını giderebilmek için çeşitli malzemeler ile kendilerine barınaklar inşa etmiştir. Zamanla kullanılan malzemelerde yaşanan gelişmeler ile yapım teknikleri de gelişme göstermiştir. Ardından mekanların kullanım fonksiyonları ve ölçekleri de değişim göstermiştir. Süreç içerisinde kentler büyümüş, nüfus hızla artmış ve mekân genişlikleri de hızla artış göstermiştir. Mekanların fonksiyonları ve ölçekleri büyüdükçe ayakta durabilmelerini sağlayan taşıyıcı sistemler de gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Yapılar zamanla fonksiyonları doğrultusunda biçimlenmiş ve yapıya uygun taşıyıcı sistemler seçilmeye başlanmıştır. Bu doğrultuda bir inşaat projesinin tasarım aşamasında tasarımcının üstlendiği görevlerden biri de yapıya uygun taşıyıcı sistemi ve malzemesini seçmek olmuştur. Tasarımcının doğru taşıyıcı sistemi seçmesi projenin yapım maliyeti ve yapım süresini azaltacak, yapının ömrü boyunca ihtiyacı olan bakım – onarım maliyetini optimum düzeyde tutacaktır. Bu sebeple taşıyıcı sistem seçiminin rastgele değil, projenin özelliklerine uygun, belirli kriterler doğrultusunda değerlendirilmesi şeklinde yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada karar vericiye, taşıyıcı sistem seçim aşamasında yardımcı olmak amacıyla, önem dereceleri karar verici tarafından belirlenen kriterler doğrultusunda en uygun taşıyıcı sistem alternatiflerini ortaya koyabilen bir araç oluşturmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda taşıyıcı sistem seçim kriterleri belirlenmiş, derin bir literatür taraması sonucu sabit bir veri matrisi oluşturulmuş ve AHP-PROMETHEE yöntemleri birlikte kullanılarak, karar vericinin değerlendirmesi doğrultusunda en uygun taşıyıcı sistem alternatiflerini sıralayan bir manuel seçim yöntemi oluşturulmuştur.Item Open Access Kamu İhale Sözleşmelerinde Değer Mühendisliğinin Yeri(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÖZBAŞ, BAHAR; Esra Bostancıoğluİnşaat sektöründe alınan kararların ve uygulamaların sürdürülebilir kalkınmaya önemli etkileri vardır. İnşaat sektörü, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYİH) yaptığı büyük etkilerinden dolayı, ulusal sürdürülebilir kalkınmaya sosyal ve ekonomik desteği olan önemli bir sektördür. İnşaat sektöründe, finansmanı kamu tarafından sağlanan yapım projelerinin payı azımsanmayacak değerdedir. Proje çıktısı için maliyet verimliliği sunmak, proje performansını iyileştirmek, kaliteyi arttırmak, yeni teknoloji kullanmak, hammadde kullanımını azaltmak ve daha yüksek değer sonuçları üretmek amacıyla Değer Mühendisliği, birçok ülkede inşaat sektöründe kamu ve özel şirketler tarafından benimsenmiştir. Yapılacak çalışmada literatür taraması yapılarak, içerik analizi yöntemi ile ülkeler bazında değer mühendisliğinin kullanım alanları ve inşaat sektörüne sağladığı faydalar belirlenerek değerlendirilecektir. İçerik analizi, değer mühendisliğinin kullanım alanlarının ve inşaat sektörüne sağladığı faydaların belirlenen kelimeler ile tanımlanıp sınıflandırılması amaçlı literatürde bulunan kaynakların taranmasında kullanılabilecek uygun bir yöntemdir. İçerik analizi ile ilgili literatür taranırken belirlenen kullanım alanları ve faydalara göre literatürdeki kaynaklardaki tekrarlanma sıklıkları ülkelere göre belirlenecektir. Böylece, ülkeler bazında değer mühendisliğinin inşaat sektöründeki kullanım alanları ve sağladıkları faydalar ile bunların ağırlıkları belirlenmiş olacaktır. Türkiye'de İnşaat sektöründe Kamu İhale Sözleşmelerinde değer mühendisliği uygulanmasının yer almadığı hipotezi ile çalışmaya başlanmıştır. Dünya ülkelerinde ve Türkiye'de inşaat sektöründe değer mühendisliğinden elde edilen faydalar ve kullanım sıklıkları literatür taraması ile incelenip eksiklikler tespit edilecek ve değer mühendisliği kullanımı artmasına yönelik önerilerde bulunarak katkı sağlanması hedeflenmektedir.